Bir Türk’ün Bagkok’la İmtihanı
Uçaktan indiğimiz gibi Khao San Road’taki Hostelimize yerleşip, fisherman pantolonlarımızı giyip, kendimizi sokağa attık (fisherman giymeyeni dövüyorlarmış 😂). Kalabalık bir cadde boyunca barlar, barların önünde tabure ve masalar, tezgahlarda hediyelik eşyalar, sokak yemekleri. Bütün kokuların ve seslerin birbirine karıştığı, insanın bütün duyularına aşırı yükleme yapan ve her milletten insanı barındıran sokaklar.
Bangkok’da yaşadığımız üç yıl boyunca, festivaller, gece hayatı, güzel yemekler gibi bir çok nedenle severek gittiğimiz bu sokaklar ilk tanışmada bana pek de cazip gelmemişti, bir an önce resimlerini görüp hayran kaldığım doğasına kavuşmak istiyordum.
Hatta ilk günler yediğim hiç birşeyi beğenmedim diyebilirim. Neden? Çok çeşit, yanlış seçimler! Şimdi mi? Yatıya giderim!
Nakhon Pathom
Bir kaç gün sonra ise Umut’ların yaşadığı Nakhon Pathom’a geldiğimizde oh dedim. Gece pazarında satılan sokak yemekleri Thai usulüydü ve sote sebzeleri tam benlikti! Yemek önemli!
Ama en önemlisi, Thai kültürünün önemli bir parçası ve bizim de favorimiz olan “Hotpot” dedikleri açık büfe restoranlarla ilk burada tanıştık.
Masanın ortasındaki boşluğa özel bir çömlek içinde köz, üzerine de ortası mangal olan bir tencere koyuyorlar. Açık büfede her çeşit et, kalamar, karides ve sebze var. Alıp masanda pişiriyorsun. Fiyat da küçük bir kasabadan, Bangkok’ta nehir kıyısındaki bir mekana kişi başı 150 – 250 Baht (5-8 dolar) arasında değişiyor.
Nakhon Pathom Çevresi
İlk fırsatta Nakhon Pathom’un çevresindeki köyleri keşfe çıktıktık.
Pipete dikkat! Burada herşeyi pipetle içiyorlar. Bir süre sonra alışıyorsun.
İlk başta pirinç tarlası zannetimiz göletler aslında karides tarlasıymış! Tatlı su karidesi burada çok revaçta.
Göletler yapay olduğu için özel bir mekanizmayla suyu döndürüp havalandırıyorlar ki karidesler ölmesin.
Tayland’ta her evin ve her apartmanın önünde mutlaka tapınak şeklinde küçük bir sunak olur. Önüne yiyecek içecek bırakıp dua ederler. İlk başta tanrılarına dua ediyorlar sanıyordum ama değilmiş. Thailer hayaletlerin evler ve büyük ağaçların içine yerleştiğine ve kendilerine zarar verebileceğine inanıyorlar. Bu nedenle dilek dileyip adak adıyorlar.
İnşaatları da beton dökmeden önce aynı şekilde donatıyorlar.
Nakhon Pathom’un ünlü Chedi’si kaldığımız apartmandan bile görünecek kadar büyüktü. İçi de çok güzeldi ama nedense gezmeye gittiğimizde hiç fotoğraf çekmemişiz.
Yuh! İnsan gibi gezmemişsiniz ya. Bu blogu şimdi fark ettim. Devamını dilerim.
Teşekkürler 🙂 Devamı da geliyor…