Gün 16 – 22 Küçükkuyu
Sabah erken saatlerde Küçükkuyu limanına doğru yola çıktık. Deniz sakin görünüyordu ama Babakale’yi dönene kadar çok dalga vardı. Bizi baya yordu.
Babakale sevimli küçük bir balıkçı kasabası ama tepelere devasa bir şeyler yapmaya başlamışlar bile, çok üzücü.
Aslında Küçükkuyu ‘dan önce bir gece Assos antik limanda kalmayı çok istiyorduk ama heyelan tehlikesi yüzünden kapatıldığını söylemişlerdi. Geçerken de gördük zaten ekskavatörler yol çalışması yapıyordu.
Toplam 9 saat seyir yaptık. Son bir saat kala rüzgar şiddetlendi. Barınağa girdiğimizde, Bayramın birinci günü olduğu için sanırım, hiç bir görevli yoktu. 10-15 dakika ortada bekledik. Baktık gelen yok müsait bir yere yanaşmaya karar verdik ama o yorgunlukla tonoz var mı yok mu anlayamadık. Dip de görünmüyordu. Tam demiri attık manevraya başlayacağız, yelkenlilerden biri çıktı ve hemen geri toplayın, umarım bir yere takmamışsınızdır yoksa çok uğraşırsınız dedi. Tabi bizim başımızdan aşağı kaynar sular döküldü. Neyse ki rahatlıkla toplayabildik. Meğer dipte tonoz olarak devasa çapalar varmış. Sağ olsun bize yardım etti yanaşırken. Görevlinin telefon numarasını da verdi.
Toplam yedi gece kaldık, deniz sadece ikinci gün güzeldi, yüzdük. Sonra hep dalgalı ve bulanıktı ama kasabayı çok sevdik.
Gün 23 Cunda
Bir haftadır Ayvalık civarında, yolumuzun üstünde güvenli neresi var diye araştırıyordum ama bir türlü karar verememiştik. Sonra barınaktaki komşularımızın önerisi ile Cunda Ortunç koyuna gittik.
Hava güzeldi, mesafe de kısa olunca yol pek yormadı. Dingimizi Marmara’dan çıkmadan önce indirip toplamış, tekrar açmamıştık. ilk yanaşmada yandaki tekne dingisiyle gelip kıç halatımızı kayalara bağlamamıza yardım etti. Ama maalesef çapa tarayınca toplayıp yeniden demir atmak zorunda kaldık. İkinci denemede Ozan suya girip kendisi bağlayacaktı ama bu sefer de yüzer halat kısa kaldı. Ozan suda, halata ek yapmaya çalışıyorum, yandan esen rüzgar yüzünden tekneyi bir türlü sabit tutamıyorum… Baktım olacak gibi değil ileri yol verdim sonra geçtim öne başladım halatı elle toplamaya. Zinciri suyun içinde görene kadar devam ettim. Sonra tekrar dümene döndüm tornistan yapıp açımızı ayarladım. Tekrar öne geçip halatı hızlıca salıp dümene geri döndüm. Bu arada komşumuz dingisiyle gelip halatı bana uzattığı için sürüklenmeden tekneyi sabitleyebildik.
Gün 24 Bademli
Bir sonraki durağımız Garip adası ve Kalem adası arası.
Alargada kaldığımız için Anchor uygulamasını çalıştırdık. Belirlediğin bölgenin dışına çıkarsan alarm çalmaya başlıyor. Teknenin yaptığı hareketleri de görebiliyorsun. Mesela gece bir ara rüzgar kısa süreliğine güneye dönmüş.
Hem suyun berraklığı hem de deniz altı yaşamı canlılığı olarak sanırım bu yaz gördüğümüz en güzel yer burasıydı. Sualtı videolarını instagram hikayelerimde paylaşmıştım.
Gün 25 – 33 Eski Foça
Büyük Limanda yer olmadığı için ilk gün başka bir tekneye bordaladık sonra dokuz gün kalmamız gerektiğini öğrenince sağ olsunlar halatı suya düşen tonozları kurtarmak için dalgıç çağırdılar. Böylece ben İstanbul’a gitmeden tekneyi sabitleyebildik.
Karaburun Geçişi
Konuştuğumuz bütün denizciler Karaburun geçişinin biraz sıkıntılı olduğundan bahsetmişlerdi. Özellikle de bizim gibi küçük bir tekne ile. Biz de havanın en uygun olduğu günü bekleyip gün doğumunda Eski Foça’dan yola çıktık. Burnu dönmeye çalışırken hakikaten rüzgar bir yerden, dalga başka bir yerden geliyordu ve bizi baya hırpaladı.
Ben dümende Ozan da uyurken karşıdan büyük bir motor yat geldiğini gördüm. Yaklaştıkça baktım çok yakınımızdan geçecek gibi ben de sancağa (sağa) doğru açılmaya başladım. Ama ben açıldıkça onlar üstümüze geliyor. Yani bu kadar da olmaz derken turuncu rengi gördüm ve jeton düştü… sahil güvenlik! Tabi adamlar geldikçe ben Yunana doğru kaçmış gibi olunca on metreden etrafımızda iki tur atmalarını da hak etmiş oldum 🤣.