Hazırlık Süreci
Hadi ABD vizemizi Trump’tan önce aldık 🙂 🙂 ama biz yola çıkmadan önceki 5 ay içinde; kabinde laptop yasağı başladı ve havalananında saatlerce sebepsiz yere bekletilen veya sorguya çekilen insan hikayelerini daha sık duymaya başladık. Tabi bu algıda seçicilik de olabilir 🙂 İnsanların başına hiç mi güzel şeyler gelmiyor? Hiç mi anlatmıyorlar? Nedense hep olumsuz şeylere odaklanıyoruz.
Bir sıkıntı çıksa önceden ödediğimiz uçak biletleri, otel, sörf, park vb hepsi yanacak tabi. Aylardır bu tatili bekliyoruz. Yani çok karışık duygular içerisindeyiz. Bir yandan çok mutlu ve heyecanlı bir yandan da endişeli ve panik haldeyiz!! Ehem ehem yani ben, Ozan pek panik yapmaz, yapsa da belli etmez 🙂 🙂
ABD’ye Uçuş İstanbul – Los Angeles
Tek dönüş bileti çok daha pahalıya geldiği için kardeşime de bizimle aynı şekilde gidiş dönüş bilet aldık. Üçümüz için de online check-in yapınca yanımızdaki koltuk boş kaldı ve sırayla yatıp uyuma şansımız oldu. 11sa 40dk lık Paris-Los Angeles uçuşu bile çabucak geçti. Türkiye saati ile 06:15’te çıktığımız yolculuğumuz, 17 saat sonra aynı gün, 12:50’de son buldu. En azından ilk etabı 🙂
Uçakta doldurmamız için bir form verdiler. Getirdiğiniz hediyelik eşyalar ve fiyatı diye bir bölüm vardı. Toplamda 80 doları geçmeyen ufak tefek bir sürü hediye getirmiştik. Ben yine panik 🙂 yazmazsak ve bize gıcıklık yaparlarsa? Ozan gayet sakin “olm senin incik boncuğunu ne yapsınlar!!” modunda 🙂 tabi haklı çıktı danışmadaki görevliye anlatınca o da güldü, yazmana gerek yok onları dedi hehe.
Pasaport kontrolünden önce kiyosklarda form doldurup çıktısını almak gerekiyordu. Yardımcı olmak için etrafta dolaşan ve bir çok farklı dilde konuşan görevliler vardı; İspanyolca, Çince, Hintçe, Arapça vb. Bize çok tatlı bir bayan yardımcı oldu, lakin patates olmuştuk 🙂
Gümrük memuru ise daha da güler yüzlüydü. Hal hatır sorduktan sonra kısaca ne yapacağımızı sorup, kaşeyi basıp, iyi tatiller diledi. Biz şaşkın tabi. Adam çok kibardı ve en ufak bir kinayeli soru, cins bakış yoktu!
İç Hatlar Los Angeles – Phoenix
Daha uygun fiyata geldiği için Istanbul-Paris-Los Angeles uçuşunu ayrı Los Angeles-Phoenix’i ayrı almıştım. Dolayısıyla bavullarımızı alıp iç hatlar terminaline kendimiz geçtik. Yürüme mesafesindeydi ama binadan çıkıp dışarıdan dolaşmak gerekti. Delta check-in deki adam Türk olduğumuzu öğrenince bizimle baya bir muhabbet etti. Yani Türklerin İspanyolca aksanından girdik Türk mutfağı ve baklavadan çıktık, o derece 🙂 Zaten uçağın kalkmasına da 5-6 saat olduğu için acelemiz yoktu.
İç hatlar terminali şıktı ama daha çok otobüs terminalini andırıyordu. Şöyle ki, bizim uçak yanaştı, içindeki yolcular inip bizim beklediğimiz salona çıktı. Sonra biz de aynı kapıdan uçağa bindik.
Kardeşim bizi Phoenix havalimanında karşılayıp Flagstaff’taki evine götürdüğünde neredeyse gece yarısı olmuştu. 28 saat sonra, yola çıktığımız gün bitmeden mutlu mutlu yatıp uyumuştuk bile.
ABD İlk İzlenimler
Kısaca; Yaw ne tontiş, güler yüzlü insanlarmış bu Amerikalılar. Ozan’ın tabiri ile “Bir ara gümrük memuru sarılıp öpecek sandık” 🙂 🙂