Gün 34 – 35 Karaada, Çeşme
Çeşme etrafında rüzgar şiddetli olunca iki gün Çeşme’nin kuzeyindeki Karaada’da kaldık. Adanın güneyinde üç tane korunaklı koy var, biz en doğudakinde alargada kaldık. İlginç bir şekilde iki gün de gündüz çapamız taradı ama geceleri hiç sıkıntı yaşamadık.
Çeşme’ye sadece yakıt almak için uğradık. Hem kalacak uygun yer yoktu hem de hava yeniden patlayacaktı. O yüzden transit geçtik.
Gün 36 Sarpdere Koyu
Nergis koyunu tavsiye etmişlerdi ama şiddetli poyraz olduğu için daha korunaklı olan, hemen yanındaki, Sarpdere koyunda alargada kaldık. O kadar rüzgara ve dalgaya rağmen deniz muhteşemdi. Rüzgar hiç dinmedi hatta sağanaklar 40 knotı buluyordu ama demir iyi tuttu.
Sabah gün doğarken yola çıktığımızda yine poyraz esiyordu . Uzun ve yorucu bir seyirden sonra Kuşadası’na vardığımızda tabiri caizse tipimiz kaymıştı.
Gün 37 – 42 Kuşadası Marina
İstanbul’dan seyre çıkmadan önce karavanımızı Kuşadası’nda Antique Lodge Karavan Kampında bırakmıştık. Planımız iki gün kampta kalıp arkadaşları görmekti ama Ozan içkulak iltihabı olmuş ve çok ilerlemiş, ağrıdan yerinde duramıyordu. O yüzden uzun süre yola çıkamadık. Tekneyi de mecbur marinada bıraktık.
Gün 43 Su Adası, Dilek Yarımadası Milli Parkı
Sabah yola çıktığımızda hava bomboştu, motorla yol aldık.
Dip yosunluydu ama 3,5 – 4 metre civarında bir açıklık bulup demiri oraya attık ve alargada kaldık. Yamaçlarda yılkı atları vardı. Denize girmedik ama çok huzurlu ve keyifli bir yerdi.
Adanın arasına girdiğiniz anda internet de telefon da çekmiyor, önceden bilmek de fayda var.
Gün 44 Turnalı Koyu, Didim
Hemen Marinanın yanında dibi kum çok güzel küçük bir koy. Yakıtı Marinadan alıp bu koyda Alargada kaldık.
Gün 45 – 52 Karaincir Koyu, Bodrum
Didim’den sonra direk Karaincir koyuna, arkadaşların yanına geçtik. Seyir için güzel bir gündü ama çok tedirgin oldum. Çünkü Bodrum’da hem çok fazla motor yat var hem de çok saygısız ve umursamazlar. Hatta sanki özellikle dibimizden geçip acaba batırabilir miyiz diye deniyorlar! Ben buna motor yat terörü diyorum.
Koy ağzına kadar doluydu biz geldiğimizde. Ama derinlik sıkıntısı olmayınca güney ucunda güzel bir yere demir attık. Tek sıkıntı dinmeyen rüzgardı. Sahile çıkınca yaprak kıpırdamıyor, bizim orada fırtınalar esiyor. O yüzden ilk iki akşam tekneyi bırakıp arkadaşların yanına gidemedik.
Öyle olunca arkadaşlar tekneye geldi ama sadece 10 metre zincir olduğu için tekne yatayda çok hızlı salınım yapıyordu. O da olmadı. Biz de koyda tekneye servis yapan tek işletme olan Kardeşler Motel’den sipariş verdiğimizde, bir umut, tonoz var mı diye sorduk. Şansımıza koyun kuzey ucunda boş bir tonoz varmış. Oraya geçebileceğimizi söylediler, ücret de talep etmediler.
Kalan günler çok rahat ettik. Hatta Bodrum’a gidip 10 metre daha zincir aldık 😅. İnternetten bulduğumuz marin mağaza devasaydı ve içinde her şey vardı…her şey! ufak tefek birkaç şey daha almış olabiliriz 😁 mesela benim favorim aşağıda videodaki seyyar yeşil kırmızı seyir fenerleri!.
Karaincir’in sakinliğine ve mavi sularına bayıldık
Gün 53 Karaada, Bodrum
Sabah Karaincir’den çıkıp önce Bodrum merkeze geçtik. Marina’dan yakıt alıp yolumuza devam edecektik ama bir saat kalenin önünde açıkta bize sıra gelmesini bekledik.
Karaada’ya vardığımızda saat 3’e geliyordu ve rüzgar da artmaya başlamıştı. Koyun içi günübirlik teknelerle dolu olduğu için ilk önce biraz açığa demirlemek zorunda kaldık.
Koyun geneli biraz derindi ama deniz muhteşemdi. 10 metre derinlikte bile dipteki taşlar sayılıyordu, hem de akşamüstü. Herkes gittikten sonra gece için uygun konumu belirleyip 8 metreye demir attık ve kendimizi o muhteşem mavi sulara bıraktık.
Zincirimiz 20 metreye çıkardığımız için derine demir atmamıza rağmen gece çok az salınım yaptı ve çok rahat uyuduk.