Swaziland 1.Gün
Güney Afrika’dan Jozini
Sabah erkenden kalkıp eşyaları arabaya yerleştirmek için otoparka indik. Sınırda sıkıntı çıkarmasınlar diye yiyecek-içecekleri sığdığı kadarıyla römorkun içine, kalanları da bavullarla beraber tepeleme bagaja koyduk! Birgit hiç bu kadar eşya ile gitmemiştik dedi! Ee yiyecek içecek alışverişine Türklerle gidersen olacağı bu diyemedim. Daha sonraki günlerde “hiç bu kadar çok yemek yememiştim” de dedirttik hehehe.
Kuzeye gittikçe bitki örtüsü değişmeye ve yerini “African Bush” dedikleri belgesellerde gördüğümüz akasya ağaçları ve otlaklara bırakmaya başladı.
Sınırdan hemen önce tepeden Jozini gölüne bakan Shayamoya Lodge’da mola verip öğlen yemeği yedik. Manzara çok güzeldi ama hava çok sıcaktı.
Pazar günü olduğu için sınır kapısı bomboştu. 15-20 dakikada çıkış-giriş işlemlerini halletik. Oradan da kısa sürede Royal Jozini’ye vardık
Royal Jozini Game Reserve
Yiyecek-içecekleri dolaba yerleştirdiğimiz gibi fazla oyalanmadan balık malzemeleri ve tekneyi alıp göle doğru yola çıktık.
Evlerin olduğu bölgeyi çevreleyen ikinci bir çit daha vardı. Altından arabaların ve yetişkin filler hariç bütün hayvanların geçebileceği yükseklikte tek sıra elektrikli teli filleri engellemek için 4-5 yıl önce yapmak zorunda kalmışlar. Bölgede büyük yırtıcı hayvanlar yokmuş ama filler yer altında gömülü su borularını kazıp çıkartıyor ve büyük hasara neden oluyormuş.
Gölün nehirle birleştiği korunaklı bölgeye küçük bir yüzen iskele yapmışlar. Tekneyi suya indirdik, son güne kadar orada bağlı kaldı.
Tabi amaç sadece balık tutmak değil, su kenarına toplanan hayvanları da göreceğiz. Önceliğimiz filler ve gergedanlar.
Evin terasında içkilerimizi yudumlarken günü tamamen batırdık. Havanın kararmasıyla gökyüzü yıldızlarla dolmaya başladı. İlerleyen saatlerde samanyolu da kuşak gibi gökyüzünde yerini aldı. Ormanın sesleri ve günün yorgunluğu ile erkenden uykuya daldık.
Swaziland 2.Gün
Kaplan balığı avlamak için en uygun saatlerde -yani sabah güneş tepelerin ardından yükselmeden önce!!- tekne ile açıldık. Hava biraz serindi ama güneş kendini göstermeye başladığı anda içimizi ısıtıverdi.
Rüzgar şiddetlenip, dalgalar yükselince daha korunaklı olan nehir ağzına geri döndük.
Kahvaltıdan sonra havuz başında biraz vakit geçirip güneşin tadını çıkardık. Bu arada güzel bir kudu (afrika ceylanı) ailesi su içmek için neredeyse yanımıza kadar geldi.
Videoyu çekmek için ayağa kalkınca korkuttum hayvanları o yüzden resimde bana bakıyorlar hahaha.
Akşamüstü safari için hazırlanırken farkettik ki araba çalışmıyor! Akü bitmiş! Neyse ki emektar Land Rover vardı da şarj edebildik. Yoksa yakınlarda tamirci yok!