Mafia Adası
Tanzanya deyince insanların aklına genelde sadece Serengeti ve Zanzibar geliyor, “Tazmanya mı?” diyenleri saymıyorum, hahaha. Biz de açıkçası hiç bir beklentimiz olmadan sadece balina köpekbalıkları ile yüzmek ve bir kaç gün dinlenmek için gitik. Gel gör ki, bu cennet adaya, sakin atmosferine ve güler yüzlü insanlarına bayıldık, özellikle de Zanzibar’ın curcunasından sonra! Zanzibar kadar turistik olmamasının dez avantajları da oldu tabi, mesela Dar Es Salaam’dan 30 dakikalık uçuş tek yön 120 dolar! Ama neyse ki “Resident” olduğumuz için bizden 60 dolar aldılar. Aslında ucuza feribot da var (4 saat otobüs + 4 saat feribot!) ama vaktimiz kısıtlı olduğu için tercih etmedik.
Adada İlk Gün ve Meremeta Lodge
Otelimiz adanın Utende bölgesinde, Milli Parkın hemen dışında ve Chole körfezi tarafındaki plaja yaklaşık 1,8 km mesafedeydi.
Yüksek sezonda bile göremeden dönme ihtimali olduğu için ilk iş bir sonraki gün için balina köpekbalığı turunu ayarladık. Sonra da bisikletlere atlayıp keşfe çıktık.
Aslında otel denize uzak değil ama bizim olduğumuz tarafta Mangrove ormanları olduğu için denize girilmiyordu.
Balina Köpekbalığı Turu
Turların bir kısmı saat 7’de başlarken, bizim hareket saatimizin 9:00 olduğunu duyunca biraz endişelenmiştim. Ama hiç bir şeyi kaçırmadık hem de diğer tekneler 7-8 kişiyken bizim sadece 4 kişi olmamız büyük avantaj oldu.
Rehberimiz bütün kuralları anladığımızdan emin olana kadar bizi suya sokmadı. Ağzına 2 metreden fazla, kuyruğuna 4 metreden fazla yaklaşmak yasak; dokunmak kesinlikle yasak; suya atla komutu geldiğinde düşünmeden atlanacak (Bunun ne kadar önemli olduğunu sonradan anladık! Ertesi gün gidenlerden biri atlamakta geç kalınca hayvanın kafasına inmiş! Hayvan da adam da bu travmayı yıllarca atlatamaz bence) Tabi o anlattıkça ve suya girme anı yaklaştıkça benim heyecanım ufaktan 😱 kalp çarpıntısına döndü!
İlk atla komutu geldiğinde tereddüt edip biraz geç atladım. Kendimi toparlayıp etrafa bakmaya başladığımdaysa suyun içinde hiç bir şey göremedim, sadece alabildiğine bir mavilik…. derken sol altımdan geçen devasa kütleyi farkettim, bu arada kalbim ağzımda atıyor tabi!
Tarif edilemez bir duygu, yıllardır bu anı beklemişsin, planktonla beslendiklerini ve zararsız olduklarını biliyorsun ama yine de suyun içide 10-12 metrelik bir balık yanından geçtiğinde iç güdülerin kaç diyor. Yukarıdaki videoda Ozan’ı gören balina köpekbalığı yön değiştirip direk bana doğru gelmeye başlıyor, önce önünden kaçıyorum sonra “lan ben bunu görmeye geldim nereye gidiyorum diyip” dönüp onunla beraber yüzmeye başlıyorum 🤣.
Yaklaşık üç saatlik bir: tekne ile hayvanın önüne geç, atla komutu, sana doğru gelip geçen balina köpekbalığı ile yüz, tekneye geri çık ve tekrar et sürecinden sonra yorgun ama mutlu bir şekilde otelimize döndük.
Chole Adası
Aynı gün öğlen yemeğinden sonra yine otelimizin düzenlediği yarım günlük Chole adası turuna katıldık.
Meğer bu bölgedeki geleneksel yelkenli Dhow teknelerinin büyük bir kısmı bu tersaneden çıkıyormuş. Hatta bizimle tura gelen Frank daha önce bir tane yaptırmış ve Kenya’ya götürmüş!
Chole Körfezi’nde Snorkel ve Mercanlar
Ertesi sabah çok güzel bir güne uyandık. Çarşaf gibi bir deniz ve bulutların suda yansıması!
Kaş’tan sonra burda da deniz kaplumbağası ile yüzdüm!
Ertesi gün de, gel git akıntısı yüzünden ilk gün gidemediğimiz yerlere gittik. Suyun körfeze doğru geldiği saatlerde bazı bölgelerde akıntı o kadar kuvvetli oluyor ki tüm gücünle yüzmene rağmen aynı noktada duramıyorsun!!
Blue Lagoon ve Juani Adası
Blue Lagoon’a Chole adası ve Juani adasının arasındaki kanaldan geçerek ulaştık. Her iki adanın da sahilinde Mangroove ağaçları vardı.
Ormanın içindeki bu mavi tuzlu su gölüne ulaşmak için sadece 5 dakika yürüdük. Biraz yüzüp ters-düz deniz analarına baktık. Ama gelirken geçtiğimiz Mangrove ağaçları, sığlıklar ve kumullar çok daha güzeldi bence.
Dönüş yolunda Juani adasının diğer tarafındaki Kua şehri harabelerini gezdik. 13. ve 14. yüzyıldan kalma şehirde taş duvarların hepsi mercanla örülmüştü. Saray, evler, banka, cami, mezarlar.
Utende Sahili ve Huzur
Zanzibar’da bulamadığımız huzur, rahat ve hizmeti Utende sahilinde bulduk. Snorkel turlarından döndükten sonra burda yatıp keyif yaptık.
Yağmur mevsimi olmasa da buralarda her an yağmur yağabiliyor. Biz de toplanıp sahideki bara geçtik. Bir saate yağmurdan eser kalmamıştı!
2019 Yılbaşı ve Güzel İnsanlar
Gezip yeni yerler keşfetmenin en güzel yanlarında biri de yeni insanlarla tanışıp onların hikayelerini dinlemek ve dünyada olup bitenlere onların gözünden bakma fırsatı yakalamak. Bu sefer çok daha ilginç oldu. İlk akşam yemeği için toplandığımızda herkes aynı gün geldiği için bir anda kaynaştık, masaları falan birleştirip bütün gece muhabbet ettik. İngiliz Pat, Dar Es Salaam’da yaşan Amerikalı Mary ve Tom. İkinci ve üçüncü akşam kadro genişledikçe masa da uzadı. Avustalyalı Nikki, Kenyalı Frank, Dar Es Salam’da yaşayan İsveçli Julia ve kız kardeşi.
Akşam yemeğinden sonra Nikki, Frank ve Pat ile birlikte içeceklerimizi yanımıza alıp bisikletle sahile gitmeye karar verdik. Yollar çok karanlık olduğu için otel sahibimiz Abdul sağolsun bizi kendi aracı ile götürmeyi teklif etti. Ama şansımıza bu sene Utende’deki otellerde sahilde parti yoktu. Sadece dalış merkezi ekibi aileleri ile ateş başında ufak bir kutlama yapıyordu.
Tam kaderimize boyun eğip geri dönecektik ki Abdül güzel haberi verdi. Meğer köyün gençleri 15 dakika mesafede başka bir plajda toplanmış hatta bu plaj Abdül’e aitmiş ve bu sene izin almamışlar!
Parti yerine vardığımızda yüzlerce genç toplanmış, ses sistemini kurmuş, kimi dans ediyor kimi kumsala yayılmış yıldızları izliyordu. Biz de kumlara yayılıp, hareketli afrika ezgileri eşliğinde samanyolu ve kayan yıldızları izledik. Etrafta büyük yerleşim yeri olmadığı için yıldızlar o kadar çoktu ki, sanki uzansam dokunabilecektim. Tabi bu arada kum bitleri bizi biraz yemiş olabilir 🤣🤣