Karadeniz Turu 1. Durak Safranbolu

İstanbul’dan Safranbolu’ya

Asıl hedefimiz Doğu Karadeniz olduğu için ilk durağımızı Safranbolu olarak belirledik. Gideceğimiz yerlerde birer gece kalmayı planladığımız için çok uzun yolculuklar yapmamaya karar vermiştik. Karaburun/İstanbul – Safranbolu arası 463 km. Sabah kahvaltı yaptık, eşyaları arabaya yerleştirdik derken yola çıkmamız 11’i buldu. Yolda sadece benzin almak ve yemek yemek için mola verdik. Safranbolu’ya gelmeden hemen önce Karabük demir çelik fabrikalarının arasından geçtik, şehrin hemen dibinde, Half-Life’tan bir bölüm gibiydi. Çok da yorulduk ama Safranbolu’nun tarihi merkezine doğru aşağı sallanmaya başlayınca hepsini unuttuk gitti.

Safranbolu

Safranbolu, Kadıoğlu Konakları Kamp Alanı. Sabah kahvaltısı

Çadırımızı Kadıoğlu konakları karavan parkına kurduk. Bu sene yabancı karavancılar gelmediği için bizden başka kimse yoktu. Konakların karşısındaki yamaç 4-5 karavan sığacak şekilde teraslanmış, yeşillik bir arazi. Elektrik, Su ve tuvalet mevcut. Buradaki tuvalet temiz değilse otel içinde kampçılara ayrılmış olan bir duş ve tuvalet de mevcuttu. Merkeze (Kazdağlı Meydanına) 200 metre mesafede – yürüyerek 5dk.

 

 

 

 

Çadırı kurduğumuz gibi hemen çarşıya indik. Hava kararmadan biraz etrafı dolaştık ve bir kaç fotoğraf çektik ama o kadar acıkmıştım ki o kısmı pek hatırlamıyorum 😉

Safranbolu Evleri ve Arnavut Kaldırımlı Taş sokaklar

Küçük bir lokantaya oturup yöresel yemeklerden bükme (ıspanaklı kapalı pide) ve Perohi (Bir çeşit mantı – içine kıyma yerine süzme yoğurt koyarak haşlanıp, üstüne tereyağ dökülerek servis ediliyor). Bir de şıra içtik. Özellikle şırayı çok beğendik.

Asıl keşfe yemekten sonra çıktık. Arnavut kaldırımlı dar sokaklar, dik yokuşlar, mahalle arasında camdan cama muhabbet eden insanlar. Çok güzel bir atmosferi var. Sanki ilk defa biz gitmişiz gibi keşfettik yeni baştan sokakları. Tipim görülmeye değerdi, yüzüm de kocaman bir gülümseme, seke seke dolaştım :). Tabi sonuç yastığa 20 cm kala uyuyakalmışım.

Aaa bak burası da çok güzel! diye diye gördüğümüz bütün sokaklara daldık. Şimdi sorsanız bu çeşme hangi sokakta bilmiyorum 🙂

 

Kapı önünde muhabbet eden mahalle sakinlerinden, çekinerek, izin istedim ama o kadar tatlılar ki ” bak bu sene güllerimiz çok güzel açtı onları da çek!” dediler.

En güzel manzara nerede dedik, Hıdırlık tepesi dediler. Parkın içinde çay bahçesi de var. Çok güzel bir uygulama yapmışlar, girişte 1 tl ücret ödüyorsunuz. Hem kimseye dokunmaz hem de park tertemizdi. Çayımızı içip biraz soluklandık. Manzara gerçekten çok güzeldi.

Hıdırlık Tepesinden Safranbolu Manzarası

 

Kahvaltımızı yapıp çadırı topladıktan sonra fotoğraf çekilmek için Hıdırlık tepesine sabah tekrar gittik.