İlk haftalarda rotamızı tamamlayamadan geri dönecekmişiz gibi gelse de, Çanakkale boğazından çıkıp Bozcaada’ya vardığımız gün bu yolculuğun bizi en çok zorlayan etabını tamamlamış olduk.
Peki bundan sonra heyecan ve stres bitti mi diye soracak olursanız, tabi ki hayır. Son güne kadar aksiyon macera devam etti tabi ki. Ama biz denizciliğe ve teknemize biraz daha alıştık ve özellikle son haftalar iyice keyfini çıkardık.
Rota
Yolculuğumuz toplam 103 gün sürdü. Ama sadece Marmara denizinden çıkmamız 12 günü buldu. Neden bu kadar uzun sürdüğünü daha sonra anlatacağım. Denizciliğe başladığımız yer olan Göcek’e 79. gün vardık. Son 9 gün de Göcek’ten Kuşadası’na dönüş yolculuğumuzdu.
İstanbul – Göcek Rotamız
Üç ay İstanbul ve Adalarda müsilajla boğuştuktan sonra yola çıktığımızda beklentimizi çok düşük tutmuştuk. Ama Temmuz başında denizde hiç müsilaj kalmamıştı, en azından yüzeyde.
Marmara’dan çıkana kadar kaldığımız yerlerde hep balıkçı teknelerine aborda olduk. Bir defa da tonoz aldık. Demir’i ilk kez Bozcaada’da kullandık.
İlk kez Cunda Ortunç koyunda demir atıp kayalara kıçtan kara bağlandık.
İlk kez Bademli’de Kalem ve Garip adalarının arasında gece Alargada, açıkta karaya yanaşmadan, kaldık.
Yılkı atlarını ilk kez Dilek Yarımadası, Su Ada’sında gördük.
İlk ve son kez Bencik koyunda 8 metreden derine demir attık. Derinlik 15 metreydi ve zinciri elle toplamak çok zor oldu.
İçmelerden Ekincik’e geçtiğimiz gün uluslararası tatbikat vardı. O yüzden haritada “Eğitim ve Atış Sahası” yazan kısmın etrafından, açıktan, dolaşmak zorunda kaldık. Her yer savaş gemisiydi.
Göcek – Kuşadası Dönüş Rotamız
Kuşadası’na 13 Ekim’de vardık. Tekneyi boşaltıp iki gün sonra römorkuyla Adagöl’den karaya çıkardık. Bunların hepsini ayrıca anlatacağım