Bangkok, Tapınaklar, Kraliyet Sarayı ve Chao Praya Nehri

Bangkok

Hani insan gezeyim, dolaşayım, keşfedeyim dediğinde hep uzak yerleri hayal eder ve yaşadığı yerleri turist gibi gezmeyi hep erteler ya, Bangkok merkez de bizim için öyle oldu. Üç yıldır neredeyse ülkenin tamamını keşfetmiş olmamıza rağmen, Kraliyet Sarayı ve Zümrüt Budha Tapınağı dışında şehir merkezindeki hiç bir tapınağı gezmemiştik. Meğer Sultan’ın gelmesini beklemişiz de haberimiz yokmuş! Çok da iyi etmişiz, çok eğlendik, şebekliğin dibine vurduk resmen!

Rama VIII Köprüsü

Klasik Khao San, barlar sokağı, yemece, içmece ve tabi ki alışverişten sonra sıra kültüre geldi!

Kraliyet Sarayı ve Zümrüt Budha Tapınağı

Hem çok kalabalık hem de sıcak olduğu için ilk önce sabah erkenden Kraliyet Sarayına gittik.

Kraliyet Sarayı, Kasım 2010
Kraliyet Sarayı, Tapınaklar bölgesi
Kraliyet Sarayı, duvarlar mitolojik fresklerle süslü

Ozan’la ben ilk defa taşındıktan 1,5 yıl sonra, Haziran 2009’da gitmiştik. Duvarlar boyunca fresklerle bitmeyen hikayeler çizmişler. Saatlerce dolaşmıştık. Binaları dantel gibi işlemişler, kesinlikle görülmesi gereken bir yer.

Kraliyet Sarayı, Haziran 2009
Kraliyet Sarayı, Kasım 2009

Tam bir yıl önce Ozan’ın ailesi geldiğinde onları ben gezdirmiş, Ozan da hemen girişteki kafede oturup bizi beklemişti. Bu sefer de ben oturdum onları bekledim.

Çıkışta hep beraber yatan budha heykelinin olduğu Wat Pho Tapınağına yürüdük. Devasa bir heykel, çok etkileyiciydi.

Yatan Budha, Wat Pho

Wat Arun

Wat Pho’nun hemen karşısında, nehrin öbür tarafındaki Wat Arun’a küçük bir tekne ile geçtik.

Wat Arun girişi

Girişte fotoğraf çekilirken, geleneksel Thai kostümleri kiralayan ablayı görünce dedik neden olmasın!

Hazır kankamı bulmuşum bu fırsat kaçar mı!
Thai dansı yapıyoruz 🙂

 

Wat Arun
Wat Arun
Wat Arun

Wat Arun da çok güzeldi, kesinlikle görmeye değer. Çıkışta Chao Praya nehri kısında bekleyen tekneleri görünce kanalları dolaşmaya karar verdik.

Chao Praya Nehri Kanallar

Su, Thai kültürü ve yaşamının önemli bir parçası. Köylerde yakınlarda nehir yoksa, evin bahçesine büyükçe bir çukur kazıp gölet yapıyorlar. Bangkok’ta da şehrin her yerini örümcek ağı gibi saran irili ufaklı bir çok kanal var.

Bangkok Kanalları
Kayığı ile evlere tütsü, heykel vb satan bir teyze

Çok fazla resim olduğu için birleştirip video yaptım. Sesli izlemenizi tavsiye ederim çünkü çok cici bir Thai halk şarkısı ekledim.

 

Mevsimine göre ana nehrin su seviyesi çok yükselebiliyor. Küçük kanalların kıyısındaki evleri su basmaması için iki kademeli geçişler koymuşlar. Biz geçerken arada neredeyse 2 metreye varan bir fark vardı!

Geçiş için ilk kapının açılmasını beklerken
Arkamızdaki kapı kapandıktan sonra su seviyesi yükselmeye başladı. Seviye eşitlenince de önümüzdeki kapı açıldı!

Bangkok’da Küçük Bir Yüzen Market

Ünlü olan ve turların götürdüğü market, Damnoen Saduak, hem 100 km uzakta Ratchaburi’de hem de çok turistik. Bunlar aslında bir nevi halk pazarı, dolayısıyla Bangkok’da ve başka şehirlerde çokça var. Biz de yolumuzun üstündeki küçük bir markette öğlen yemeği molası verdik.

Yüzen market

Taze sebze meyvenin yanı sıra her türlü yemeği bulmak mümkün.

Sultan’ın Thai yemekleri ile ilk buluşması 🙂

Yemeğin suyuna banmak için yapışkan pirinç, Papaya salatası ve ballı ızgara et ile ızgara jumbo karides! Dadından yenmez! Yatıya gidilir!

Bangkok’tan sonra kendimizi hemen güneye, Krabi’ye attık. İlk yazı için tıklayınız.